Gaziantep’ de en fazla tüketilen şey kırmızı ettir. Tahmin edeceğiniz üzere kebap olarak çok tüketilir. Deniz kısmetinden de nasibimiz olmamış, balığa yabancı kalmışız daima. Gerçi balığı fazla sevip çok bitiren aileler değil değil lakin benim ailemde yılda ya 1 kere ya 2 kere balık pişerdi. O da başlıca büyük, kılçıksız balıklar şayet fırında ya mangalda yapılırdı.
Hamsiye alışkın olmadığımdan olsa gerek sevemedim bir türlü, balık yiyormuşum gibi gelmiyor bana. Fakat balık mevsiminin açılmasıyla bloglarda da görmeye başlayınca ayrıca hamsiyi ayrıca de balığı (ayrıca de gereklilik açısından yemem gerektiği konusunda kendime telkinler verdiğimden) ben de gerçekleştirmek istiyordum.
Fazla yiyemeyecektim ola ki lakin gerçi hamsi yapacaktım hayatında hiç balık pişirmemiş, pişmesi konusunda da hiç bir fikri olmayan biri olarak. Hangisi kızartılır, hangisi ızgara, öyle direk mi kızartılır yoksa soslanarak mı yapılır hiç bilmem. Hadi dedim madem hamsinin yağda kızarmışı olur ondan yapalım. Kayınvalidem yaparmış arada, eşim de çok severmiş. Aradık tasvir almak için bir sos tarifi verdi, sonra ikisini yapıştırın una bulayın yağda o kadar kızartın dedi. Tarifi aldık almasına da hamsi taze mi ançuez? Değil, dağılıp gitmiş eşimin elinde ozaman o da istavrit ve et sardalyası almış (fazla da iyi yapmış dedik daha sonra). Bir güzel de temizlemişler. Bize sadece yıkayıp, soslayıp
kızartması kalmış. Ha bundan başka size tavsiyem (yine de biliyorsunuzdur da) balkonda minik tüpte kızartmanız, kızartmayı eşim yapınca bana sadece balıkları hazırlayıp kızarmasını ummak kaldı. Balıkların ikisi de çok güzeldi lakin sardalya daha etli olduğundan ben daha fazla beğendim. Çok yiyemeyeceğimi düşünürken iftarda 2 birey bütün balığı bitirdik 🙂 Ve balık yapmak bizim için en kısa sürede bitmiş yapılacaklar arasına alındı.
Malzemeler: (2-3 kişilik)
Hazırlanması: